AçıklamaHocalarımızı Geri İstiyoruzKadınManşet

İzmir Kadın Platformu Dilek Karabulut için Açıklama Yaptı

İzmir Kadın Platformu DEÜ Rektörlüğü marifetiyle işine son verilen Araş. Gör. Dilek Karabulut için 5 Şubat Pazartesi günü Rektörlik önünde basın açıklaması yaptı.

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ MARİFETİYLE  ARAŞ. GÖR. DİLEK KARABULUT’UN İŞİNE SON VERİLDİ!

BASINA VE KAMUOYUNA

İZMİR KADIN PLATFORMU

Her zaman olduğu gibi bugün de, emeğine, özgürlüğüne, barışa, kardeşliğe, eşitliğe sahip çıkan biz kadınlar; güvencesizliğe, yoksulluğa, baskı ve tutuklamalara, kadın cinayetlerine, OHAL’e KHK’lara karşı mücadele etmeye devam ediyoruz. Soruşturmalarınız, ihraçlarınız, işten atmalarınız, gözaltına almalarınız kadınları yıldıramadı, yıldıramayacak.
Susmadık, susmayacağız, barışı, eşitliği, özgürlüğü, bir arada yaşamı savunmaya devam edeceğiz.

OHAL’in rektörleri, ellerinde bulundurdukları aşırı yetkilerin yanı sıra, pek çok fakülteye vekil dekanlık yaparak veya vekil dekan atayarak tek adam rejiminin üniversitedeki gölgesi haline gelmişlerdir. Bugün üniversiteler, YÖK’ün bir talimatını emir telakki ederek ihraç listeleri hazırlayan rektörlerin ve muhbirlik yaparak ikbal peşinde koşanların cirit attığı kurumlar haline getirilmiştir. Böylelikle liyakat ve akademik yeterliliğin yerini, yozlaşmış ilişkiler ve itaat kültürünün aldığı, artık adına üniversite denilemeyecek kurumlar inşa edilmeye çalışılmaktadır.

Bu gün tekrar tekrar görüyoruz ki, 15 Temmuz’un ardından ilan edilen OHAL, Türkiye’de hukukun yok edilmesi, demokrasinin bitirilmesi, muhalif her kesimin susturulmasına hizmet etmektedir.

Soruşturmalar, ihraçlar ve işten atmalar, gözaltılar yoluyla muhalif kimlikleri ile bilinen Türkiye’nin aydın insanları işlerinden edilmektedir. Yine ortada maddi hiç bir delil yokken, yine hukuk ve demokrasi ayaklar altına alınarak, “BARIŞ” diye haykıranlar sistematik bir baskıya ve tasfiyeye maruz kalmaktadır.

Bizler, İzmir kadın Platformu olarak, ülkeyi ve üniversiteleri, karanlığa ve yıkıma sürükleyen bu politikalara teslim etmeyeceğimizi, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da dayanışma içerisinde yan yana olacağımızı ilan ediyoruz. Ve bu amaçla OHAL ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, insan, toplum, doğa yararına üniversite, demokratik bir ülke ve eşit, özgür bir yaşam için herkesi birlikte mücadeleye çağırıyoruz.

Bildiğiniz gibi; Dokuz Eylül Üniversitesi’nden 11 akademisyen 28 Haziran 2017 yılında açığa alınmışlardı. Açığa alınanlar arasında Prof.Dr. Ayşen Uysal, Arş. Gör. Dr. Serap Sarıtaş, Öğretim görevlisi Emel Yuvayapan, Arş. Gör. Dilek Karabulut da, bu hukuksuzluktan nasibini alan Barış Kadınları idi. Sadece onları değil son günlerde akademisyenleri olduğu kadar savaşa karşı barış isteyen Türk Tabipleri Birliği’ni, TMMOB’yi ve pek çok muhalif kesimi hedefine koyan iktidar, son olarak “Savaş halk sağlığı sorunudur” açıklaması nedeniyle gözaltına alınan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Üyeleri olan, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Funda Obuz, Dr. Hande Arpat, Dr. Selma Güngör, Dr. Ayfer Horasan ve barış bildirisi dağıttığı için tutuklu 4 aylık hamile Neslihan Karyemez ve nice barış yanlısı kadını da hedefine aldı.

Bilinsin ki; Bizler İzmir Kadın Platformu olarak Barıştan tarafız, özgür bilimden, eşitlikten, adaletten tarafız! Mücadelemiz tüm dostlarımız işlerine geri dönene kadar, serbest bırakılana kadar, ülkemizin her yerine barış gelinceye kadar, üniversitelerimiz özgürlüklerine kavuşuncaya kadar devam edecektir.

DEÜ rektörlüğünün haksız ve adaletsiz uygulamaları, açığa almakla da kalmayıp, bu sefer de DEÜ Rektörü Prof.Dr.Erdal Çelik, Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde görev yapan ve aynı zamanda TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Kadın Çalışma Grubu Dönem Sözcüsü olan Araş. Gör. Dilek Karabulut’u, Barış İmzacısı olduğu için 4 Şubat 2018’den geçerli olmak üzere, işten atarak Barış İmzacılarına karşı sistematik bir yönelime girmiştir.

Her yıl yapılan yeniden atama işlemlerinde şimdiye kadar hiçbir sorunla karşılaşmamışken, bu yılki yeniden atama işleminde tez danışmanı, anabilim dalı başkanı, bölüm başkanı, dekan ve oybirliği ile fakülte yönetim kurulunun, olumlu görüş belirtmelerine rağmen Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü, tamamen keyfi bir tutumla bu olumlu görüşleri hiçe sayarak Dilek Karabulut’un işine son vermiştir.. Bunun tek bir açıklaması bulunmaktadır: Düşünce özgürlüğünün olmayışı ve keyfi yönetim anlayışı.

Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü tarafından işine son verilen Dilek Karabulut akademinin yüz akıdır ve sadece çalıştığı kurumda akademik başarıları ile değil aynı zamanda öğrencilerine verdiği hizmetle ve “İnsan, Toplum ve Doğa Yararına Üniversite” anlayışına sahip, Emek, Barış ve Demokrasi mücadelesinin de bir parçasıdır.
İzmir Kadın Platformu olarak bizler; “Dokuz Eylül Üniversitesi’nden açığa alınan ve atama işlemleri gerçekleştirilmeyerek işlerine son verilen hocalarımız ile emek, demokrasi ve barış mücadelesi veren kadınlar olarak tarafız! Barış imzacısı hocalarımızdan tarafız ve Türkiye’nin bilim üreten, çağdaş ve insan haklarına duyarlı bir ülke olması için mücadele etmeyi sürdüreceğiz.

Toplumun aydınlık geleceği için önemli olan bilim insanlarının kamu görevlerini yerine getirmelerini engellemenin telafisi mümkün olmayacak toplumsal sorunlar doğuracağını ve üniversiteleri ve yaşamlarımızı karanlığa sürükleyen bu anti-demokratik politikalar ile öğrencilerinden zorla koparılan eğitim ve bilim emekçisi Ar. Gör. Dilek Karabulut`un ve tüm hocalarımızın bir an önce görevlerine iade edilmelerini talep ederek, hocalarımızın verdikleri mücadelede yanlarında olduğumuzu bir kez daha basına ve kamuoyuna duyuruyoruz.
Ve biliyoruz ki…

DEMOKRASİ VE ADALET KAZANACAKTIR.
BİLİMSEL LİYAKAT VE AKADEMİK ÖZERKLİK KAZANACAKTIR.
DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ, YENİDEN ÜNİVERSİTENİN TEMELİ OLACAKTIR.
REKTÖRLER GELİR GEÇER, ÜNİVERSİTELER BİZİMDİR.
BARIŞ İSTEYEN KADINLARA ÖZGÜRLÜK!
İZMİR KADIN PLATFORMU