AçıklamaBilgi-BelgeDokuz Eylül ÜniversitesiHocalarımızı Geri İstiyoruzManşet

Araş. Gör. Dilek Karabulut’un İşine Son Verildi!

Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde görev yapan Araş. Gör. Dilek Karabulut, Barış İmzacısı olduğu için 4 Şubat 2018’den geçerli olmak üzere, rektör emriyle işsiz kaldı. Dilek Karabulut, yüksek lisansını başarıyla tamamlamış ve Türk Sosyal Bilimler Derneği’nden tez ödülü almıştı. Ardından doktora ders aşamasını da başarıyla geçip Doktora Yeterlilik Sınavı’nda oybirliği ile başarılı olmuştu. Doktora tez aşamasında olan ve bölüm ve fakültedeki diğer görevlerini eksiksiz yerine getiren Dilek Karabulut, Barış İmzacısı olduğu için 28 Haziran 2017’de diğer 10 akademisyenle birlikte açığa alınmıştı.

Her yıl yapılan yeniden atama işlemlerinde şimdiye kadar hiçbir sorunla karşılaşmamıştı. Bu yılki yeniden atama işleminde sırasıyla tez danışmanı, Anabilim Dalı başkanı, bölüm başkanı, dekan ve (oybirliği ile) fakülte yönetim kurulu, olumlu görüş belirttiler. Oysa Rektör, tamamen keyfi bir tutumla bu olumlu görüşleri hiçe sayarak Dilek Karabulut’un işine son verdi. Bunun tek bir açıklaması bulunuyor: Düşünce özgürlüğünün olmayışı ve keyfi yönetim anlayışı.

Rektörlük, Araş. Gör. Aydın Arı’nın maaşını tahakkut ettirmemesinin ardından Dilek Karabulut’u işten atarak Barış İmzacılarına yönelik sistematik bir yönelime girmiştir. Araştırma görevlilerinin yanı sıra öğretim görevlilerini ve yardımcı doçentleri de yeniden atama zamanı gelince üniversiteden atmaya çalışacaktır. Soruşturmayı yürütemeyen, adli yargılama sürecini dikkate almayan, açığa almayı cezalandırmaya dönüştüren Rektörlük, hukuksuzluk silsilesi içinde yönetilmektedir. Oysa bu işten atmalar yargıdan dönecektir. Bugün veya yarın, er ya da geç… Mersin ve Muğla’da yakın zamanda olumlu kararlar alınmıştır. Rektörlük tüm bunlardan payına düşen dersi almamıştır. Davalarımızı kısa sürede açacağız. Tüm demokratik ve hukuki yolları kullanarak arkadaşlarımızın işlerine dönmelerini sağlayacağız.

Bugün barış akademisyenlerine yapılan, yarın tüm farklı düşünenlerin başına gelebilecektir. Biat eden, sesini çıkarmayan, memur akademisyenler arzulanmaktadır. Şu bilinmelidir ki, akademi biat etmez; bilim insanı ve bilimsel düşünce zorla engellenemez.

Demokrasi ve adalet kazanacaktır.
Bilimsel liyakat ve akademik özerklik kazanacaktır.
Düşünce özgürlüğü, yeniden üniversitenin temeli olacaktır.
Rektörler gelir geçer, bu üniversite bizimdir.

Eğitim Sen İzmir 3 No’lu Şube Yürütme Kurulu