Ege Üniversitesi Rektörlüğü ile sağduyu çağrımızı paylaştık

SAĞDUYUYA DAVET
Geçtiğimiz hafta sonuna doğru Ege Üniversitesi’nde yükselen şiddet olayları sonucunda bir öğrenci yaşamını yitirmiş, yaralanmalar meydana gelmiştir. Hayatını kaybeden öğrencinin ailesine başsağlığı ve sabır, yaralanan öğrencilere acil şifalar diliyoruz.

İzmir’deki emek ve demokrasi güçleri olarak KESK, DİSK, TMMOB, TTB, İHD kurum temsilcileri ile Eğitim Sen Genel Merkez Yürütme Kurulu Üyeleri, Eğitim Sen İzmir 3 No’lu (üniversiteler şubesi) şube yürütme kurulu üyelerinden oluşan heyet, 25 şubat çarşamba günü saat 14’de Ege Üniversitesi Rektörlüğü’nü ziyaret etmiş, yükselen şiddet olaylarına dair görüş alış verişinde bulunulmuştur. Toplantıya katılan İzmir’deki emek ve demokrasi güçleri olarak ortak düşüncemiz, vahim bir tabloyla sonuçlanan şiddet olaylarının, zamanlaması ve olayların meydana geliş şekli itibariyle oldukça düşündürücü olduğu yönündedir. Üniversite içerisindeki barışçıl her türden demokratik hak arayışı çabasını dahi kriminal bir durum olarak değerlendirip hızlıca refleks gösteren emniyetin,  gerilimden önceden haberdar edildikleri halde bu vahim olaya yerinde ve zamanında müdahale etmemesi, basına da yansımış olduğu gibi kamuoyu nezdinde cevap bekleyen bir sorudur. Bu yüzden olayla ilgili adli kovuşturma sürecinin şeffaf ve hızlı bir biçimde işletilmesini ve kamuoyuyla paylaşılmasını talep ediyor ve tüm yetkilileri bu konuda hızlıca sorumluluk almaya davet ediyoruz.

Bizlerin görüşüne göre üniversite kampüsleri, nefret söylemi içermediği sürece her türlü fikrin özgürce ifade edilebildiği yaşam alanları olmalıdır. Şiddet, genç insanların hayatlarını ve geleceklerini karartmakta, üniversitenin güven ortamını ve ifade özgürlüğünü tehdit etmektedir. Bu nedenle, her tür şiddet eylemini kınıyoruz. Başta tüm öğrenciler olmak üzere ve toplumun tüm kesimlerini özgür ve güvenli bir üniversite ortamı için talepkar olmaya ve yaşanan vahim olay karşısında sağduyulu davranmaya davet ediyoruz.

Olay sonrası yaşanan gelişmeler bu olayla ilgili taşıdığımız şüpheleri haklı çıkarır niteliktedir. Türkiye’deki diğer üniversitelerde de benzer olaylar görülmeye başlamıştır. Girilen seçim atmosferi, “iç güvenlik paketi” adıyla çıkartılmaya çalışılan yasal düzenleme ile birlikte düşünüldüğünde, üniversite üst yönetiminin, bazı öğretim üyelerinin, bazı kesimlerce hedef haline getirilmesi, istifaya davet edilmesi, tehdit edilmesi kabul edilemezdir. Bu süreç içerisindeki savunumuz, üniversitedeki görece demokratik ve özgürlükçü ortam bozulmadan şiddet olaylarının son bulmasıdır. Kampüs güvenliğinin sağlanması adına alınacak tedbirlerin üniversitedeki görece demokratik ve özgürlükçü havaya zarar vermesinden kaçınılmalıdır. Bu temelde kamuoyuna üniversite yönetimine yönelik tehditleri haksız bulduğumuzu bildirerek, üniversitedeki görece demokratik, özgürlükçü ve barışçıl ortamın yeniden tesisi için kamuoyunu sağduyuya çağırıyoruz.

KESK, DİSK, TMMOB, İzmir Tabip Odası, İHD