KAYIRMACILIĞA İZİN VERMEDİK: MAHKEME, EGE ÜNİVERSİTESİ’NDEKİ AYRIMCILIĞA DUR! DEDİ

Ege Üniversitesi Senatosu’nun Mayıs 2020’de bazı birimlerde atama-yükseltilme kriterleri için getirdiği ve YÖK tarafından onaylanan “muafiyet” düzenlemesine ilişkin İdare Mahkemesine açtığımız davada iptal kararı ile Üniversite’deki kayırmacılığa son verildi.

Sendika olarak Ege Üniversitesi Rektörlüğü’ne karşı açtığımız iptal davasında, “19.08.2020 tarihinde YÖK Başkanlığı internet sayfasında yayımlanan Ege Üniversitesi Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Kriterlerinin 16. Maddesi; Anayasanın eşitlik ilkesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun kariyer ve liyakat ilkelerine aykırı olduğu, dava konusu düzenlemenin açıkça geçerli akademik gerekçelerle meşrulaştırılmadığı, sınırlarının net bir şekilde çizilmediği, yapılan bu değişiklikle Fakülte Yönetim Kurulu ve Rektöre son derece takdiri (keyfi) davranma imkânı sunulduğu” vurgulanmıştır.

Dava dilekçesinde ayrıca İslami İlimler Fakültesini ayrıcalıklı kılan bu değişiklik ve uygulamanın başka fakültelerde atama yükseltme bekleyen akademisyenler açısından açıkça bir adaletsizlik oluşturduğu, söz konusu değişiklik kararının ardından 21.08.2020 tarihli Resmi Gazete’de Ege Üniversitesi Birgivi İslami İlimler Fakültesi için 7 kişilik öğretim üyesi kadrosu ilan edilmesinin akademik kadrolarda tartışmalara yol açtığı belirtilerek hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle ilgili düzenlemenin iptali istenmiştir.

Mahkeme gerekçeli kararında “belirlenecek ek koşulların objektif ve denetlenebilir nitelikte olması gerektiği, dava konusu edilen Ege Üniversitesi Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atama Kriterlerine (2019-2020,2021-2022,2023) getirilen 16. madde hükmünde yer verilen adayların belirlenen kriterlerden yeni kurulan birimlerin kuruluşunu takip eden ilk üç (3) yıl kısmen muaf tutulabileceği düzenlemesinin ise objektif ve denetlenebilir mahiyette olmadığını” vurgulamıştır.

Mahkeme devamında “ucu açık ve sınırları belirsiz nitelikte bir düzenleme olduğu, 2547 sayılı Kanun’un ruhuna aykırı ve idareye keyfi davranma olanağı verebilecek mahiyette olduğu hususlarını da dikkate alarak dava konusu edilen düzenlemede hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna” ulaşmıştır.

YÖK başta olmak üzere, Rektörlük ve Senatoya olan çağrımızı tekrarlamak isteriz:

1. Başta Senato üyeleri olmak üzere tüm kurulları ve idarecileri, genel düzenleyici ve birel işlemlerde Anayasa ve ilgili yasalarda belirlenmiş yetki ve sorumlulukların sınırlarını aşmamaya; güvence altına alınmış hak ve menfaatleri göz önünde tutmaya; ayrımcılığa, kayırmacılığa ve keyfiliğe karşı tutum sergilemeye davet ediyoruz.

2. Onay Makamı olan YÖK’ü, hukuka uyarlılık bulunmayan genel düzenleyici işlemlere karşı daha dikkatli ve özenli davranarak başta Anayasa olmak üzere ilgili Kanunların sözüne ve özüne aykırı olan işlemleri onaylamayarak iade etmeye davet ediyoruz.

3. Mahkemenin almış olduğu iptal kararı, hukuka uygunluk karinesini ortadan kaldırmış olup iptal edilen norm üzerinden gerçekleştirilmiş geçmiş işlemleri de bağlamaktadır. İstinaf süreci kesinleşir ve iptal kararı üst Mahkeme tarafından da onanırsa, geriye yürüme prensibi kapsamında kayırmacı tüm atama-yükseltilme işlemlerinin iptal edilmesi gerekmektedir. Bu saik ve nedenlerle Rektörlük Makamını iptal kararının gereğini yerine getirmeye çağırıyoruz.

Sendika olarak mücadelemizi devam ettireceğimizi ve sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuyla paylaşmak isteriz. Bir kez daha üniversitelerdeki eşitlik ilkesine aykırı uygulamalar ile ayrımcı tutum ve davranışlara karşı mücadelemizi sürdüreceğimizi bildirir, tüm üniversite bileşenlerini mücadelemize katılmaya ve üniversitelerimize sahip çıkmaya davet ederiz. Özlük haklarımızı savunarak akademik özerklikler ve özgürlükler için sendikal mücadeleyi hep birlikte sürdüreceğiz.

Mahkeme kararı için tıklayınız.