Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Başka Bir Kuruma Geçiş İçin Nakil Davasını Kazandık!

Rektörün Takdir Yetkisi Sınırsız Değildir!

Sendikamız üyesi Adem Kurtar’ın İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZSU’ya geçişi için muvafakat vermeyen Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’nün bu işlemine ilişkin açtığımız yürütmeyi durdurma davasını kazandık.
Bölge İdari Mahkemesi oybirliği ile aldığı emsal niteliğindeki kararında (Mahkeme kararı için tıklayınız) kurumlar arası nakil işlemleri ve diğer özlük haklarına ilişkin önemli hususlara değinmiştir.
Mahkeme, öncelikli olarak Anayasa’nın 48. maddesinde yer alan “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir.” maddesine vurgu yaptıktan sonra kamu görevlilerinin özel koşullarına göre verimliliklerinin en yüksek olduğu ve hizmetlerinden en yüksek oranda yararlanılacak bir birimde çalıştırılmalarının kamu yararına uygun düşeceğini ifade etmiştir.

Kamu hizmetinde etkinlik sağlanırken sadece idarenin değil, kamu görevlisinin ihtiyaçları da gözetilmelidir!
Kamu hizmetinde etkinlik sağlanırken sadece idarenin ihtiyaçları değil, kamu görevlisinin sosyal ve psikolojik durumu ile maddi, manevi ve eğitim bakımından gelişiminin de göz önünde bulundurulması gerektiğini şu ifadelerle vurgulamıştır:
“..sonuç itibariyle kamu yararının oluşmasına azami derecede dikkat edilmesinin gerektigi, bu çerçevede davacıya muvafakat verilmemesinin, Anayasal güvence altına alınan kişinin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkından yoksun bırakılacağı anlamına da gelmekte olup, bu haliyle muvafakat verme konusunda idareye tanınan takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanılmadığı ve uygulanması halinde dava konusu işlemin telafisi güç zararlara yol açabileceği sonucuna ulaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir..”
Aksi halde kamu yararının sadece idarenin tasarrufuna bırakılması, bu davada da bir kez daha görüldüğü üzere telafi güç ve imkansız zararlara yol açmaktadır.

İdarenin takdir yetkisi sınırsız değildir!
Mahkemenin kararındaki dikkat çekici asıl husus ise idareye tanınan takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanılmadığının ifade edilmesidir. Bu durum, sadece naklen atama işlemleri için değil, idarenin takdir yetkisini kullandığı geçici görevlendirmeler, soruşturmalar, atama-yükselme işlemleri ve özlük haklarına ilişkin tüm makul talepler için de emsal niteliğindedir.

Sendika olarak kazandığımız bu davada da görüldüğü üzere üniversiteler ve diğer kamu kurumlarından kurumlar arası nakil talepleri kamu emekçilerinin çalışma hürriyeti kapsamında değerlendirilmeli ve bu talepler dava konusu olmadan karşılanmalıdır. Nakil taleplerinde sadece kamu idaresinin ihtiyaçları değil, kamu emekçilerinin maddi, manevi ve eğitim bakımından gelişimi de göz önünde bulundurulmalıdır.

Üniversitelerdeki İdari ve Teknik Personelin Maaşları İyileştirilmelidir.
Üniversitede çalışan idari ve teknik personelin son zamanlarda artan bir oranda belediyeler başta olmak üzere diğer kamu kurumlarına ekonomik nedenlerle nakil taleplerinin önüne geçilmesinin tek yolu yükseköğretim kurumlarında çalışan idari ve teknik personelin maaşlarının iyileştirilmesidir.
Akademik personele verilen yükseköğretim tazminatı ve üniversite ödeneğinin idari ve teknik personele de verilmesi yönündeki bir yasa değişikliği maaşların iyileştirilmesi için çözüm yollarından birisidir.
Nakil, yer değiştirme, maaş ve özlük haklarına ilişkin idari ve teknik personelin sorunlarıyla mücadele etmek için tüm üniversite emekçilerini Eğitim Sen’e davet ediyoruz.

İlgili karara ulaşmak için tıklayınız.